kare

fotograf kareleri hayatı ne kadar yansıtır veya fotograf kareleri hayattan daha fazlasını anlatabilir mi, her sorunun bir cevabı olması gerekir mi yoksa soruyu sormuş olmak yeterli midir..

başlamamak

biterse ne olur endişesine kesin çözüm..

şarkıların hiçbir anlam ifade etmediği zamanlardı..
hani ilkokulda hoşlandığın kızın sürekli saçını çekersin ya.. işte öle bişi..

hayat gibi

bazı şeyler vardır, sizi üzse de vazgeç(e)mezsiniz..
dönüşümün kaçınılmazlığı üzerine yazarken dönüşümü kabulenememek..

hayat

satranc oynamaya benzior bazi bazi..
yapilan hamleler ve karsi taraftan beklentiler..
beklenildigi gibi olmazsa karsi tarafin hamlesi, sah mat olmak an meselesi..

erkek vokal

gençlik yıllarımda ville valo ile vincent cavanagh, son zamanlarda thom yorke, amedeo pace, james graham..

boşluk doldurmaca

boşlukları sürekli yanlış kelimelerle doldurmaya çabalıyorum..
e dolmuyor haliyle, aksine yanlış kelimeler boşlukları büyütüyormuş gibi geliyor..
ucu açık laflar

hayaller

gerçek olamadıklarından dolayı mı hayal oluyorlar?
arada bir gerçekler hayal olsa, hayaller de gerçek..

?

cevaplarından korkuğum için sor.madığım sorularım var benim.. cevaplarını merak ederken merakın anlamını yitirdiği..

susuyorum

en çok konuşmak istediğim anda.. 
kelimeleri bir araya getirdiğimde şiddetleri acıtmasın diye..
kısadevre yapiyor sanirim beynim ki
mutemadiyen sacmaliyorum..

drafts

isteyip de söyleyemediklerim
söyleyemeyip de yazdıklarım
yazıp da gönderemediklerim
biriktirdiklerim...
sık-ıntı ..
hep bi mesaj kaygısı..
hani böyle bi ayakkabıyı çok seversin, her giydiğinde çok yakıştırırsın ama her yürüdüğünde de hep aynı tarafı vurur, hep ayağın su toplar ya, ne kadar canını yaksa da hiç vazgeçemezsin ya onu giymekten, işte öyle bişi..
ben de mükemmel değilim elbette.. ama bu eleştiremeyeceğim anlamına mı gelmez di mi?!
bizi tükettiğimiz yetmezmiş gibi, bizden arta kalan bütün kırıntıları da
ve hatta bütün enerjimizi de tüketince bitecek mi?

bitince ödül veriyorlar mı?

keşke verseler..

al birini vur ötekine

post-endüstriyel siyaset ürünü temalandırılmış partiler..

bu ne vurdum duymazlıktır!

bu ne bana dokunmayan yılan binyaşasıncılıktır!
'tutuklu yargılanma cezası'na son verilmesi için hala neyi bekliyorum, bekliyoruz?

bugün hala gazeteci, partici, doktor, akademisyen, asker ayrımı yapmak suça -cinayetlere- ortak olmaktır!