fotograf kareleri hayatı ne kadar yansıtır veya fotograf kareleri hayattan daha fazlasını anlatabilir mi, her sorunun bir cevabı olması gerekir mi yoksa soruyu sormuş olmak yeterli midir..

uzakta

mesafe girdi artık araya.. ne kadar çok istesek de hiçbirşey eskisi gibi olmayacak.. ama hayat devam ediyor ve herşey aynı kalamaz.. ewet, artık bunun bilincindeyim sanırım.. gene de acı veriyor.. birini özlemek aslında sadece varlığını özlemek anlamına gelmiyor, belki öyle olsa daha kolay.. ama yaşanılmışlığı, geçmişi hatıraları özlemek ve onları tekrar yaşamayı özleyeceğim..

görüntü ve gerçek

kendini aynada gördüğü gibi mi yoksa hep başka şekilde mi hayal eder insan.. hayal ettiği "kendi"ni aynada göremeyince hayal kırıklığı mı yaşar insan.. nasıl bir varlıktır bu insan ki kendine ayna, fotograf makinesi, video kamera, ses kayıt cihazı üzerinden görünce tanıyamaz, beğenmez.. hiç insan gerçekte kendini aynadaki görüntüsü gibi hayal edebilir mi...

hollanda




















ışık "sen rotterdamda yaşarsın dimi avşar" ded;, rotterdam'ı gezdiğimiz ilk günün akşamı, hostelin cafesinde sıcak çorbalarımızı yudumlarken.. bilmiorm ışık, hiç düşünmedim demiştim.. o sırada içinde bulunduğum durumda bu sorusunun yanıtını vermek çok zor gelmiş, ne diyeceğimi bilememiştim.. oysa şimdi, parisi bile gördükten sonra aklım orda kalmadı desem yalan olur.. hem insanları(?) hem de mimarisi beni çekim alanı içine almış olan bir yer hollanda.. sadece rotterdam'da değil eindhoven'da veya delft'te de yaşayabilirim sanırım.. tamam saat 6 oldu mu her yer kapanıo, sokaklarda kimsecikler olmuo ama gene de beni oraya çeken, o düzene çeken bişey var..

görmek mi fotoğraf çekmek mi

fotoğraf çekmekten çok zevk alıyorum. hele bu djital fotgraf makineleri çıkalı ve ben bir fuji550e edineli beri çılgına döndüm denebilir. ancak baktığım gördüğüm şeyleri başkaları ile paylaşmak için deklansöre bastığımda beynimden o kareyi siliyormuşum gibi geliyor. fotografı olmasa bile hatırlayacağım o kareyi, fotografını çekince neden fotograf çekmediğim zaman bakıp gördüğüm bi yerden daha az hatırlıyorum.. bu ikilemden kurtulmanın bir yolu olmalı.. hem fotografını çekmek hem de çekmediğim zamanki gibi hatırlamak istiyorum.. beynimin tembelleşmesini istemiyorum..

kuzey batı avrupa seyahati_1

çağdaş mimarlığı sadece dergilerden görmek değil o yapıların içine girip onları deneyimlemek isteği ile gitmeyi aklıma koymamdan beri pek uzun zaman geçmeden en süper yol; hatta 15 günlük hayat arkadaşım, ışıkla beraber bu yola baş koyduk. sonunda herşey istediğimiz, umduğumuz gibi olmadı, olaylar, yerler, insanlar ne tahmin ettiğimiz gibiydi ne de hayal ettiğimiz gibi.. hem daha iyi hem daha kötü oldu. ama gene de tek başımıza kalkıştığımız bu hayali gerçekleştirmenin verdiği gururu beraber yaşadık. sadece mimarlık değil hayat adına da bize çok şey kattığını daha dönmeden anlamıştık. iyi ki gitmişim, gezmişim, görmüşüm dediğim, gene de memleketim gibisi yok diyerek geri döndüğüm, hep hatırlayacağım iyi kötü hatıralarla dolu bir deneyimdi benim için bu seyahat.